Ülkücü Militan, MİT Ajanı, Suç Örgütü Lideri – Abdullah Çatlı Kimdir?

Share
  • 15 Mart 2024

Çatlı 1959 Nevşehir doğumludur. 1977’de Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı oldu. 25 Mayıs 1978’de Genel Başkanının Muhsin Yazıcıoğlu olduğu Ülkücü Gençlik Derneği’nin Genel Başkan Yardımcılığına başladı.

1980 Darbesi’ne giden süreçte artan şiddet ortamında gerçekleşen cinayetlerde adı çok defa geçti. Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi yazar Bedrettin Cömert’in 11 Temmuz 1978’de öldürülmesinin faili olarak Ağustos ayında iki kere gözaltına alınıp her ikisinde de serbest bırakıldı. Bedrettin Cömert o sırada Tüm Öğretim Üyeleri Derneği Başkanlığını ve Hacettepe Üniversitesi’ndeki öğrenci çatışmalarında Araştırma Komisyonu Başkanlığını üstlenen ve bu sebeple ölüm tehditleri alan bir akademisyendi. Yine 1978’de Bahçelievler Katliamı olarak bilinen Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) 7 öğrencinin öldürülmesinde Çatlı’nın planlayıcı olduğu iddia edilip tutuklama kararı çıktıysa da, Çatlı bulunamadı. Bu sürede Hasan Kurtoğlu sahte kimliğiyle İstanbul’da yaşadı. Milliyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi’yi öldüren Mehmet Ali Ağca’nın hapishaneden kaçırılmasını sağladığı ve sonrasında sakladığı ileri sürüldü.

1980 Darbesi sonrasında kendisine Nevşehir Emniyet Müdürlüğü tarafından sağlanan Mehmet Saral ismiyle düzenlenmiş sahte pasaportla yurt dışına çıkıp Bulgaristan, Viyana ve İsviçre’de kaldı. Bu sürede İsviçre’de yakalanıp serbest bırakıldı. Avrupa’da olduğu dönemlerde de ismi pek çok cinayet ve saldırıyla birlikte anıldı. Mehmet Ali Ağca’nın 1981’de Papa II. Jean Paul’a karşı düzenlediği suikast girişiminin düzenleyicisi olduğu iddia edildi. Hakkındaki diğer iddialardan biri de 1982’de İtalyan kontrgerilla Stafane Deele Chiaie’yle Abdullah Çatlı Ülkücü militan, MİT Ajanı, suç örgütü ve şebekesi liderlerinden4beraber Amerika’da Dünya Anti Komünistler Birliği toplantısına katıldığı iddiasıdır. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) resmi belgelerinde Çatlı’nın 1983’defarklı ülkelerde Türk sivil ve diplomatlara karşı silahlı eylemler gerçekleştiren Ermeni milliyetçisi ASALA’ya karşı yapılan beş ayrı eylemde yer aldığı, ancak1984’de Fransa’da uyuşturucu ile yakalanmasının ardından MİT ile ilişkilerinin kesildiği bilgisi yer aldı. 1985’te Papa Suikastı davasında tanık olarak dinlendi; Oral Çelik’in suikastla ilişkisi olmadığını söyleyip Ağca’nın Bulgar ajanı olduğunu söyledi. Yine uyuşturucu bulundurmak suçuyla İsviçre’de Bostadel Cezaevi’nde hükümlüyken 1990’da kaçtı.

Yaşamı boyunca pek çok cinayette adı geçen ve farklı kimliklerle yaşayan Abdullah Çatlı, 1993’te Türkiye’ye döndü ve 1996’da Susurluk Kazası olarak bilinen trafik kazasında öldü. Kaza Türkiye siyasi tarihinin en büyük skandallarındandır; aracın içinde Çatlı’yla beraber sevgilisi Gonca Us’un yanı sıra Doğru Yol Partisi (DYP) milletvekili, Bucak isimli Kürt Aşiretine mensup Sedat Bucak ve İstanbul Eski Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ bulunuyordu. Kazadan sadece Sedat Bucak yaralı olarak kurtuldu. Bu kaza devlet-siyaset-mafya ilişkilerini açığa çıkardı ve Abdullah Çatlı’nın devlet adına çalışan bir kontrgerilla olduğunu doğruladı. Abdullah Çatlı 5 Kasım 1996’da Nevşehir’de geniş katılımlı bir cenaze töreniyle defnedildi.

Kazanın ardından devlet-siyaset-mafya ilişkilerinin ortaya çıkarılması için iktidardaki DYP ve Refah Partisi (RP) Koalisyonunu hedef alan “Sürekli Aydınlık için Bir Dakika Karanlık” gibi sivil itaatsizlik eylemleri düzenlendi. Araştırma Komisyonlarının kazanın üzerini kapatma girişimleri tepkiyle karşılandı. Seneler sonra, 2008’deki Ergenekon Soruşturmaları sırasında; Necmettin Erbakan, Tansu Çiller ve ordunun, o dönemde Tuğgeneral olan Veli Küçük’ün,-Susurluk Olayı hakkında dinlenmesini engelledikleri ifade edilecekti.

Çatlı, her yıl mezarı başında ailesi ve Ülkücü Hareket tarafından anılır. Ölümünün 20. yılında adına konferanslar düzenlendi ve bir konferansta Bahçelievler Katliamı’nın sanıklarından Haluk Kırcı söz alarak Çatlı’nın yolundan gitmenin önemine vurgu yaptı.

kaynak: Tarih Vakfı – TÜRK SİYASAL HAYATINDAN PORTRELER