Ulus Faciası: Ulus’a Kara Kızıl Duman Çöktü!

Share
  • 21 Ocak 2024

 

Takvimler 1 Şubat 1963 Cuma gününü gösterdiğinde Ankara soğuk ama güzel ve güneşli bir güne uyanmıştı. Ramazan ayının ilk günüydü. İnsanlar iftar hazırlığı için Ankara’nın kalbi Ulus’u hıncahınç doldurmuştu. Yani Ulus en kalabalık günlerinden birini yaşıyordu.
Saat 16:04’te Ankara’nın havadan bir ziyaretçisi vardı. Lübnan Orta Doğu Havayollarına ait Viscount  tipi Vickers 754D yolcu uçağı 4 mürettebatı ve 11 yolcusu ile Beyrut’tan Ankara Esenboğa Havalimanına Lefkoşa aktarmalı uçuşunu gerçekleştirmekteydi.
Aynı saatlerde Etimesgut 12. Hava Ulaştırma Üs Komutanlığından eğitim uçuşu için havalanan Douglas C-47 tipi Çubuk 28 askeri nakliye uçağı da, 3 kişilik uçuş ekibi ile Ulus üzerinden aynı gün öğleden sonra Etimesgut 2.9 pistine dönmek için hazırlanmaktaydı.

Ankara’yı kana boğan olay işte tamda bu andan itibaren başlıyordu.

vaykaunt tipi yolcu uçağı seferini tamamlamak üzere olduğu saat 16.04 sularında, güney istikametinden 8000 Feet (2438 m.) irtifada Ankara semalarına girmiş, akabinde de Esenboğa Kule ile telsiz teması sağlayarak, kule görevlisi İhsan Tavşangil’e, “Normal uçuyoruz, Ankara üzerine temas ettik ve 6500 Feet’e alçalıyoruz…” mesajıyla saat 16.10’da durumunu rapor etmişti. Uçuş ekibi, NDB’ye yöneldikten sonra durumunu bildirmek için kule ile tekrar temas kuracaktı ancak bu mümkün olmadı. Son temasın hemen ardından saat 16.25’te Esenboğa Sıfır-Üç Pistine NDB yardımıyla güneyden planlanan iniş için 6500 Feet irtifaya alçalma başlatan ve İlk Yaklaşma safhasına giren vaykaunt , tesadüfen o bölgede eğitim uçuşu yapan Çubuk 28 isimli Douglas C-47 uçağı Ulus’a çok yakın bir mesafedeki Altındağ sırtlarıyla Hisar tepesi arasında kalan vadi üzerinde, takribi 7000 feet irtifada karşılaşmış, birbirlerini görmemeleri neticesinde de, saat 16.12’de yakın temasa girip, çarpışarak meskûn mahal üzerine düşmüşlerdi.

         Görgü tanıkları olayı tam bir facia olarak nitelendirmekteydi. Çarpışma esnasında ve sonrasında korkunç patlamalar meydana gelmiş, gökyüzü kızıl-kara bir dumana bürünmüştü. Yolcu uçağı çarpışma sırasında parçalanmış, uçak parçaları, yolcular ve mürettebat Ulus’ta Anafartalar Caddesi civarına dağılmış, uçağın gövdesi ise Ticaret Han’ın çatısına düşmüştü. Parçalanma sonrasında gövdede açılan büyükçe bir delik, uçağın kabin basıncının dışarıya ani deşarj olmasına neden olmuş ve ön tarafta bulunan bazı yolcular ile 2 hostes bu sırada dışarıya emilmişlerdi.

         Ankara’daki 7 hastane alarma geçmişti. Uçakların dağılan parçaları Ulus’ta başta Karaoğlan Caddesi, Bentderesi Yenihayat Mahallesi olmak üzere geniş bir alanda bomba tesiri yaratmıştı. Ayın biri olduğu için kaza mahallinin merkezinde bulunan bankalarda maaş almak için sıra bekleyip işlem yaptıran çok sayıda banka müşterisi ve çalışanıyla birlikte, ramazan alışverişi telaşında olan mahşerî kalabalığın ortasındaki insanlar dehşet verici bu hadise sırasında yanarak feci şekilde can vermişlerdi. Şubat ayının dondurucu soğuğunda hiç beklemedikleri bir anda üzerlerine düşen parçalanmış uçaklardan etrafa yayılan ve zor tutuşan, tutuştuğu zaman da kolay kolay söndürülemeyen tonlarca JP-4 jet yakıtının alev topu haline dönüşüp ortalığı bir anda cehenneme çevirmesiyle, arabalarıyla yoldan geçenler, yaya olan vatandaşlar ile Hacı Bayram Camii’ne çıkan Hükümet Caddesi üzerindeki yol boyunca sıralanan ayakkabı boyacıları alevlere ilk teslim olanlardı. Hükümet Caddesi ve Bentderesi Caddesindeki pek çok kişi yanarak can vermişti.

                Lübnan Havayollarına ait uçak, deposunda bir ton yakıt kaldığından Esenboğa’da yakıt ikmali yapacaktı. Yani on dört tonluk deposu tam dolu olsaydı, yaşanan facianın boyutları çok daha büyük olacaktı.

         Olay sonrası her iki tarafın açmış olduğu tazminat davalarında önceki raporlarda her ne kadar Türk Hava Kuvvetlerine ait uçağın Esenboğa kuleye VFR şartlarda uçtuğunu bildirmemesi nedeniyle asli kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, kesin rapora göre Çubuk 28’in kazanın oluşumunda %20, Viscount’un %80 kusurlu olduğu tespit edilmişti.